Kendimizi mutlu edebilecek aktiviteleri yapmak sadece mutlu olmamızı sağlamıyor. Oluşan mutluluğumuz ile birlikte sağlığımız da pozitif yönde etkileniyor. Yapılan araştırmalar pozitif bir ruh halinin stres ile ilgili olan bazı hormonların azalmasına, enerjinin artmasına olanak tanıdığını gösteriyor. Gelin bu konuya daha detaylı bir şekilde bakalım!
“Mutlu olarak bütün hastalıklar tedavi edilebilir” düşüncesini destekleyecek bir araştırma günümüzde ne yazık ki bulunmuyor. Fakat bir diğer yandan insan vücudundaki hormonların stresten direkt olarak etkilendiğini biliyoruz. Mesela ağır depresyon, üzüntü, endişe gibi durumlar prolaktin hormonu salınımını arttırabiliyor. Beyinde salgılanan bu hormon üreme hormonlarının baskılanmasına neden oluyor. Bu da birçok sağlık sorununa davetiye çıkarıyor. Depresif ruh hali, tiroid bezi tahribatına neden olabiliyor. Üzüntü ve öfke vb. durumlardan kaynaklı olarak uykunun kalitesinin bozulması ve dolasıyla uyku uyuyamamamız, büyüme hormonu, adrenalin, kortizol gibi hormonların gece boyunca yüksek kalmasına ve sabah sinirli bir şekilde uyanmamıza sebebiyet verebiliyor. Tüm bu olumsuzluklar damar sertliği ve insüline karşı direnç gibi sağlık sorunlarına zemin hazırlıyor. Stres ve uykusuzluk gibi durumlara bağlı olarak ortaya çıkan kortizol yani stres hormonu, serotonin olarak bilinen mutluluk hormonunu baskılıyor.
Yukarıda stres, öfke vs. gibi duyguların kimyamızı nasıl bozabileceğine baktık. Peki bizi mutlu edecek aktiviteler yaptığımız zaman vücudumuzda ne gibi değişimler oluyor? Stressiz ve mutlu bir yaşam benimsediğimiz zaman; bağışıklık sistemi sağlığımız destekleniyor, kansere yakalanma riskimiz azalıyor, hastalık yapıcı çevresel faktörlere karşı dayanıklılığımız artıyor, hastalıklara karşı iyileşme süremiz kısalıyor, acı ve ağrı algımız azalabiliyor ve bedenimiz bizi sağlıklı bir yaşam tarzına teşvik ediyor. İşin bir de mental sağlık boyutu var! Örneğin sevdiğimiz bir aktivite olan egzersiz yaptığımız zaman; vücudumuzda endorfin salgılanıyor ve fiziksel- zihinsel olarak sakin hissediyoruz; serotonin, norepinefrin ve dopamin hormonlarının artması ile düşünme, konsantrasyon ve bellek yeteneğimiz artıyor; konsantrasyonumuz, kendimize olan saygımız ve yaratıcılığımız da artabiliyor. Tüm bunlara ek olarak serotonin adı verilen mutluluk hormonu daha fazla salgılanmaya başlıyor.
Tüm bu bilgiler ışığında şunları söylememiz mümkün: Hayatta zevk almadığımız şeyleri yapmak veya zevk aldığımız şeyleri yapamamak, bizi stresli ve umutsuz bireyler haline getirebilir ve belli hormonların salgılanmasına neden olarak sağlığımızı kötü yönde etkileyebilir. Bir diğer yandan sevdiğimiz şeyleri yapmak ve sevmediğimiz şeyleri yapmamak bizi mutlu bir insan haline getirebilir ve sonrasında önemli hormonların salgılanmasını destekleyebilir. Salgılanan bu hormonlar ve biyolojik fayda ise bizi mutlu, sağlıklı bireyler haline getirebilir.