Bizi Takip Edin!

Bağırsak ve Depresyon İlişkisi

Vücudumuzda hücreden çok bakteri bulunmaktadır. Öyle ki bu bakterilerin sayısı 100 trilyona yakındır. Bu bakterilerin %95’den çoğu ise bağırsaklarda yer alır. Bağırsakta bulunan bakteri topluluğuna mikrobiyata denmektedir. Mikrobiyotadaki bakteriler dost, zararlı ve nötr olmak üzere üçe ayrılır. Mikrobiyotadaki bakteri dengesi büyük öneme sahiptir. Zararlı yiyecekler yemek, alkol ve sigara kullanmak, dost bakterilerin artışını sağlayan yiyecekler tüketmemek ve bilinçsiz bir şekilde antibiyotik kullanmak zararlı bakterilerin sayısını arttırabilir ve dost bakterilerin sayısını azaltabilir. Son zamanlarda yapılan birçok araştırma bağırsaklarımızda bulunan bakterilerin genel sağlığımızla derin bir ilişki içerisinde olabileceğini göstermektedir. Bu ilişki günümüzün önemli problemlerinden bir tanesi olan depresyonla da bağlantılıdır. Depresyon ve bağırsak sağlığı arasında güçlü bir bağ olduğu düşünülmektedir. Gelin; bağırsak ve depresyon arasındaki ilişkiye daha yakından bakalım.

Bağırsak ve depresyon arasındaki ilişki nedir?

Bağırsaklarımız artık ”ikinci beyin” olarak adlandırıyor. Peki ama neden? Her şeyden önce bağırsaklarımız reseptörler, etken maddeler ve hücre yapısı itibariyle beynimizle yüksek oranda benziyor. Bu durum bağırsaklarımızın da hissedebileceğini, hatırlayabileceğini ve karar verme sürecine etki edebileceğini gösteriyor. Bununla birlikte bağırsaklarımız ve beynimiz aynı doku kümesinden meydana geliyor. Bir süre sonra birbirinden ayrılıyor ama iletişimi hiç koparmıyor. Örneğin bağırsak dediğimiz zaman aklımıza sadece sindirim geliyor. Fakat durum bundan ibaret değil. Bağırsak duvarında sinir hücrelerinden oluşan katmanlar bulunuyor. Bu katmanlar uyarıcı hormonların ve koruyucu salgıların dengesini kontrol ediyor, parasempatik ve sempatik sinir sisteminin maddelerinin iletimini sağlıyor. Tüm bu süreçlerde bağırsak tıpkı beyin gibi bilgileri kaydediyor ve daha sonra bu bilgileri kullanıyor.

Diğer bir yandan ruh durumumuzu etkileyen bazı hormonların da bağırsaklarda salgılandığı biliniyor. Bu hormonlardan birisi sakinleştirici ve mutluluk verici olarak bilinen serotonin. Araştırmalar mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin %5’inin beyinde, geriye kalan %95’inin ise bağırsaklarda salgılandığını gösteriyor. Ayrıca bağırsaklarımızda bulunan bakterilerin ruhsal durumumuzu kontrol eden nörokimyasalların da etkinliğini düzenleyebileceği düşünülüyor. Bilim insanları depresyonun kötü bağırsak sağlığı doğrultusunda oluşabileceğini iddia ediyor. Yapılan birçok araştırma bağırsağın beyinden önce oluştuğunu ve devreye girdiğini ortaya koyuyor.

Bağırsaklarımızda oluşan rahatsızlıklar psikolojimizi direkt olarak etkiliyor. Bağırsaklar rahatsızlandığı zaman beyine çeşitli uyarılar gönderiyor. Diğer bir yandan bağırsaklarda artan zararlı bakteri sayısı kişiyi sağlıksız beslenmeye teşvik ediyor.  Çünkü zararlı bağırsak bakterileri de tıpkı diğer bakteriler gibi çoğalma eğiliminde olup beslenmeye ihtiyaç duyuyorlar. Sağlıksız bir şekilde beslenmek ise mental yıpranmayı beraberinde getiriyor.

Bağırsak ve beyin arasındaki ilişkiye baktığımız zaman dost bakterilerin önemi daha iyi bir şekilde anlaşılabilir. Bağırsak ve beyin arasındaki güçlü bağın anlaşılması, bağırsaklarımıza yapılması gereken yatırımın önemini gösteriyor. İşte bağırsak florasında bulunan dost bakterilerin önemi de burada ortaya çıkıyor. Probiyotiklerin vücuda sağlıklı bir şekilde girmesi oldukça önemli bir durum! (Probiyotikler vücudumuz için yararlı olan canlı dost bakterilerdir. Günümüzde bunu sağlayan kaplama teknolojisine sahip ürünler bulunmaktadır. Aksi durumda, besinler ya da gıda takviyesi yoluyla alınan bu dost bakteriler mide asidi ile karşılaşınca canlılıklarını sürdürememe riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Yani ne kadar canlı dost bakteri bağırsağımıza ulaşırsa sindirim, bağışıklık sistemi ve psikolojimiz o kadar desteklenmiş olur).

PAYLAŞ

NBL ÜRÜNLERİ