Hepimiz, yaz aylarının o tatlı neşesi ile yeniden keyiflenmek için tüm kış sabırsızlıkla bekliyoruz. Ancak yaz aylarının coşkusuyla birlikte artan sıcaklarda oldukça zorlanıyoruz. Özellikle kış aylarında uyguladığımız sıkı programlar sonrası forma soktuğumuz vücudumuzu korumak daha da güçleşiyor. Fakat dikkate alacağınız birkaç adımla kış aylarında kazandığınız formu yaz aylarında da koruyabilirsiniz. Siz de, yaz aylarında formda kalmanın ipuçlarını arıyorsanız, aşağıdaki adımları özenle uygulayarak fit vücudunuzu koruyabilirsiniz.
Birçok insan su yerine çay, kahve ya da bitki çayı tüketerek sıvı ihtiyacını karşıladığını sanıyor. Ancak bu tamamen yanlış bir düşünce. Bu tarz içecekler, daha çok idrar söktürdüğü için vücudun daha çok sıvı kaybetmesine neden oluyor. Bu sebeple oksijenden sonra en önemli yaşam kaynağı olan suyu, düzenli olarak tüketmeli ve diğer sıvılarla bir tutmamalısınız.
Her yetişkin günde ortalama 2-3 litre su tüketmeli. Hatta bu miktar yaz aylarında daha da arttırılmalı. En az hava kadar kıymetli bir ihtiyaç olan su, hem cildinizin canlılığını korur hem de metabolizmanızın çok daha hızlı çalışmasına yardımcı olur. Böylece olası cilt problemlerinin ya da böbrek rahatsızlıklarının da önüne geçmiş olursunuz.
Ayrıca yemeklerden yaklaşık 30 dakika önce su içtiğinizde tokluk hissiniz artacağı için iştahınızı kontrol etmeniz de kolaylaşır. Bunun yanı sıra vücudunuzun ihtiyacı olan suyu yeterli miktarda tüketip, düzenli olarak da fiziksel aktivite yaparsanız vücudunuzdaki toksin maddelerin atılmasını kolaylaştırmış olursunuz.
Birçok insan, yaz aylarının getirdiği tembellik ve rahatlama hissi ile öğünlerini de atlamaya başlıyor. Günlerin daha uzun olduğu bu dönemde bozulan beslenme düzeni, vücudun düzenini de bozuyor. Sıcak yaz aylarında formunuzu korumak istiyorsanız özellikle karbonhidratlı ve aşırı yağlı gıdalardan uzak durmalısınız. Ayrıca aşırı tuz tüketimi vücutta ödem oluşturduğundan tuz tüketiminizi de dengelemelisiniz.
Pek çok kişinin “hayır” diyemediği tatlılarda ise tercihiniz hafif tatlılardan yana olmalı ve şerbetli tatlılardan kesinlikle uzak durmalısınız. Öğünlerinizi de asla atlamamalı, sebze ve meyve ile daha hafif yemekler hazırlamalısınız. Ayrıca sindirim sisteminizi destekleyen probiyotikler de bağırsak sisteminizin daha düzenli çalışmasına yardımcı olur. Beslenmenize gerekli özeni gösterdiğiniz takdirde kışın kazandığınız formunuzu yazın da koruyabilirsiniz.
Yoğun iş temposunun getirdiği zamansızlık ya da sürekli bir yerlere yetişme çabasının yarattığı “Acele etmeliyim!” kaygısı, yemek yeme hızını da arttırıyor. Daha sonra ise bu durum, farkında olmadığınız bir alışkanlığa dönüşüyor. Ancak bilmelisiniz ki, hızlı yemek yemek kilo alma riskini tetikliyor. Yani yemek yeme hızınız, formunuzu koruma konusunda düşündüğünüzden çok daha etkili bir rol oynuyor.
Çünkü besinler yeterince çiğnenmeden yutulduğunda hem mide yoruluyor hem de hazımsızlık gibi sindirim sistemi sorunları ortaya çıkabiliyor. Ayrıca yemeği hızlı tüketmek, kan şekerinde ani yükselmelere ve açlık hissinin çok daha çabuk tekrar etmesine neden oluyor. Bu sebeple, yemek yemeye en az 30 dakikanızı ayırmalı ve lokmalarınızı bolca çiğnemelisiniz. Böylece hem yemeğinizin keyfini çıkarabilir hem de formunuzu koruyabilirsiniz.
Yaz mevsiminde artan organizasyonlar ve tatil etkinlikleri ister istemez uyku düzenini de bozuyor. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar ayakta kalmak ise hem vücudu yoruyor hem de geç vakitlerde de yemek yeme ihtiyacı doğuyor. Ancak unutmamak gerekir ki, gece yemek yemek kan şekerinde artışa, kalp hastalıklarına ve obezite gibi çeşitli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle, her ne kadar yaz gecelerinin o tatlı enerjisiyle daha geç vakitlere kadar ayakta olsanız da o saatlerde bir şeyler tüketmemeye özen göstermelisiniz.
Yaz mevsiminin en keyifli yanlarından biri de açık havada egzersiz yapma olanağının olması. Vücudunuzun daha çok oksijen almasını sağlayan açık hava egzersizleri, kendinizi her zaman çok daha zinde hissetmenize yardımcı olur. Bu mevsimde, tüm vücut kaslarınızın çalışmasını sağlayan yüzme egzersizini her gün yapabilirsiniz. Ya da tempolu yürüyüş ve koşu gibi aktivitelerle vücudunuzun direncini yükseltebilirsiniz.
Ayrıca bisiklete binmek, ip atlamak gibi daha hareketli egzersizlerin yanı sıra meditasyon etkisi olan yoga ve pilates gibi alternatifleri de deneyebilirsiniz. Temiz havada squat, şınav, lunge ve crunch gibi beden hareketleri ile kol, bacak, kalça ve sırt kaslarınızı da çalıştırabilirsiniz. Seçeceğiniz egzersiz hangisi olursa olsun, düzenli bir şekilde yaptığınız takdirde her zaman formunuzu koruyabilirsiniz.