Oruç Tutarken Sindirim Sistemimizi Düzenleyecek İpuçları
Son yıllarda Ramazan ayı yaz aylarına denk geldiği için, oruç tutulan süre de bir hayli fazla. Oruç tutulan sürenin fazla olması ve yaz mevsiminin yüksek sıcaklıkları ise çeşitli sindirim problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Peki, oruç tutarken sindirim sistemi sağlığımızı nasıl koruyabiliriz? Birkaç basit noktaya dikkat ederek Ramazan ayını sağlıklı bir şekilde tamamlamak mümkün. İşte oruç tutarken sindirim sistemimizi düzenlememize yardımcı olacak bazı ipuçları…
Sahur öğününü atlamamak
Bu yıl oruç süresi yaklaşık olarak 16-18 saat aralığında. Vücudumuzun gün içinde ihtiyaç duyacağı enerjiyi karşılayabileceğimiz tek öğün ise sahur olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla sahur öğününün, bir sonraki gün kendimizi nasıl hissedeceğimizin belirleyicisi olduğunu söyleyebiliriz. Sahur öğünün atlanması, sindirim sistemi için son derece sağlıksız bir durum olan “tek öğün” beslenmek anlamına geliyor. Tek öğün beslenmek; halsizlik, yorgunluk gibi belirtilerin yanı sıra; mide ağrısı, gaz, kabızlık gibi çeşitli sindirim problemlerinin ortaya çıkışını tetikleyebiliyor.
Yeteri kadar sıvı tüketmek
Oruç süresi oldukça fazla olduğu için, vücudun Ramazan ayı boyunca ciddi bir susuzlukla başa çıkması gerekiyor. Dolayısıyla iftar ve sahur öğünleri arasında bolca sıvı tüketmek genel sağlığımız için çok önemli. Ayrıca yeteri kadar sıvı tüketmemek yorgunluk, baş ağrısı ve sindirim sistemi problemlerine neden olabiliyor. Bu noktada, yeteri kadar sıvı tüketmekten kastımızın su ve sağlıklı içecekler olduğunu da özellikle belirtmek gerek. Çünkü çay, kahve, şekerli sıvılar vb. içecekler susuzluğu artırıyor.
Gıdaları yeteri kadar çiğnemek
Tüketilen gıdaları yeteri kadar çiğnememek, Ramazan ayında yapılan yanlışlardan biri. Uzun süren açlık sürelerinin sonunda birçok insan bir an önce tokluk hissine ulaşabilmek için yiyecekleri oldukça hızlı ve az çiğneyerek tüketiyor. Bunun sonucunda uzun süre aç kalan mide, tüketilen besinleri sindirmekte zorlanıyor. Bu da gaz, şişkinlik, mide krampları, kabızlık vb. sindirim problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bu nedenle sindirim sistemi sağlığının korunması için gıdaları yeteri kadar çiğnemek çok önemli.
Sahur ve iftar öğünlerinde doyurucu besinler tercih etmek
Sahur ve iftar öğünlerinde tokluk hissine ulaşabilmek için tercih edilen hamur işi gıdalar, kişiye geçici bir doyma hissi veriyor ve aynı zamanda vücudun ihtiyacı olan enerjiyi alamamasına neden oluyor. Bu nedenle bu öğünlerde besin değeri yüksek, doyurucu besinler tüketmek çok önemli. Yumurta, süt ve süt ürünleri gibi protein içeren yiyecekler, vitamin ve mineraller bakımından zengin sebze ve meyveler hem sindirim sistemi organlarının işlevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmesine hem de vücudun ihtiyacı olan enerjiyi sağlayabilmesine yardımcı oluyor. Ayrıca uzun süre aç kalmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan gaz, şişkinlik, ağza acı su gelmesi gibi sindirim problemlerinin de önüne geçiyor.
Doğru besinler tüketmek
Ramazan ayı içerisinde sindirim sistemi sağlığının desteklenmesi için yapılması gereken bir diğer şey de iftar ve sahur öğünlerinde doğru besinler tüketmek. Çünkü açlık endişesi ile yanlış besinleri tercih etmek çeşitli sindirim problemlerini de beraberinde getiriyor. Ağır ve yağlı gıdalar; kahve, çay gibi sağlıksız içecekler ve daha da önemlisi tüm bunları fazlaca tüketmek mideye daha fazla gıda göndermek anlamına geliyor. Üstelik tüm bunlar uzun süre tokluk sağlamayacağı gibi çeşitli sindirim problemlerine de yol açabiliyor. Bu nedenle sahur ve iftar öğünlerinde besin değeri yüksek, sağlıklı yiyecek ve içecekler tüketmek şart. Uzmanlar, sağlıklı bir Ramazan ayı geçirebilmek için sahur ve iftar öğünlerinde doğru besinler seçmek gerektiğini; bağışıklık sisteminin desteklenmesi ve sindirim sistemi sağlığının düzenlenmesi içinse dost bakteriler olarak bilinen probiyotik besinler tüketilebileceğini söylüyor.
Probiyotikler vücudumuz için yararlı olan canlı dost bakterilerdir. Önemli olan bu dost bakterilerin bağırsağa canlı ulaşmasının sağlanmasıdır. Günümüzde bunu sağlayan kaplama teknolojisine sahip ürünler bulunmaktadır. Aksi durumda besinler ya da gıda takviyesi yoluyla alınan bu dost bakteriler mide asidi ile karşılaşınca canlılıklarını sürdürememe riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Yani ne kadar canlı dost bakteri bağırsağımıza ulaşırsa sindirim ve bağışıklık sistemi o kadar desteklenmiş olur.