İnsanoğlu var olduğu süre boyunca hep stres ile hayatta kaldı. Fakat bu stres seviyesi kabul edilebilir seviyeydi. Stres yaşadı ve gelişti. Öyle ki vücudu baştan sonra bu şekilde dizayn edilmişti. Mesela vücudunda yaşadığı mikro hasarlar yani küçük stresler, bağışıklık hücrelerini aktive ederek yapım sürecini başlattı. Veya yaşadığı küçük ruhsal stresler daha güçlü bir insan olmasını sağladı. Fakat günümüzde yaşanılan stresin boyutu büyüdü. Bu stres vücudu ve ruhumuzu yapım sürecine teşvik etmedi, aksine yıkım sürecine itti. İşte bu noktada günümüzde stresi makul seviyelere indirmek ve stresle mücadele etmek oldukça önemli bir hal aldı. Eğer siz de stresin boyutlarını ve neler yapılabileceğini merak ediyorsanız yazımızı okumaya devam edin.
Günümüzde okul, iş, kariyer vb. alanlarda yaşanan onlarca çeşit stres türü vardır. Kişinin bir noktada var olmaya çalışması aynı zamanda stresin kaynağı olabilir. Bu stres türleri genel bakışta üçe ayrılır:
Akut Stres: Bu stres türü işe gitmek, otobüsün kalabalık olması ve trafikte kalmak gibi her gün yaşanan stres türüdür. Bu stres türü küçük dozlarda uyarıcıdır fakat fazlası oldukça yorucudur.
Episodik Akut Stres: Episodik akut streste sık sık tekrarlanan stres türleri kişinin duygusal reaksiyonlar vermesine ve öfkeli olmasına neden olmaktadır.
Kronik Stres: Kronik stres kalıcı zorluklar ve uzun vadeli zihinsel gerginlik neticesinde ortaya çıkmaktadır. Kronik stres yeme bozuklukları ve uykusuzluk gibi durumlara sebebiyet vermektedir. Akut stres bazı noktalarda uyarıcı olurken kronik stres eziyet verici bir hal alabilir.
Bir önceki başlıkta da bahsettiğimiz gibi stresin aşamaları ve türleri bulunmaktadır. Bu noktada stresin iyi izlenmesi ve hatta stres başlamadan stres kaynağını yok edecek adımların atılması büyük önem taşımaktadır. Aslında küçük yaşam ve beslenme alışkanlıkları değişimleri ile stres ile başa çıkmak mümkündür. Siz de stres ile nasıl mücadele edilir sorusunun cevabını merak ediyorsanız bu önerilerimize kulak verin.
Dopamin hormonu ödül hormonudur. Bu hormon beynimiz bir şeyi kazandığında, hak ettiğinde veya ulaştığında salgılanır. Aslında dopamin sadece mutluluğumuz için değil tüm vücudumuz için oldukça önemli bir hormondur. Fakat söz konusu durum stres olduğu zaman daha büyük önem taşımaktadır. Kişinin dopamin salgılanmasını destekleyecek arayışlarda bulunması büyük önem taşır. Bu noktada kişi nelerden zevk aldığını gözden geçirmeli ve bunların üzerine yoğunlaşmalıdır. Mesela kitap okumayı, yeni bilgiler edinmeyi, bisiklet sürmeyi, arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi seviyor olabilir. İşte bu yüzden de sevdiği şeylere vakit ayırmalıdır.
Mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin salınımının oldukça önemli iki kaynağı bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi düzenli olarak egzersiz yapmaktır. Düzenli olarak egzersiz yaparken vücut birçok faydayı hisseder ve aynı zamanda serotonin salınımına teşvik olur. Bununla birlikte vücudumuzdaki serotoninin büyük bir kısmı bağırsaklarımızda salgılanır. Bu yüzden de bağırsaklarımıza ‘’ikinci beyin’’ denir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar bağırsaklarımızda bulunan dost, zararlı ve nötr bakteri topluluğunun yani bağırsak florasının dengesinin doğru serotonin salınımı ile yani ruh durumu ile bağıntılı olabileceğini göstermektedir. Bu noktada probiyotik bazlı beslenilebileceği gibi doktor tavsiyesi ile takviye ürünler kullanılabilir. Tabii ki burada önemli olan bu dost bakterilerin bağırsağa canlı ulaşmasının sağlanmasıdır. Günümüzde bunu sağlayan kaplama teknolojisine sahip ürünler bulunmaktadır. Aksi durumda besinler ya da gıda takviyesi yoluyla alınan bu dost bakteriler mide asidi ile karşılaşınca canlılıklarını sürdürememe riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Yani ne kadar canlı dost bakteri bağırsağımıza ulaşırsa sindirim ve bağışıklık sistemi o kadar desteklenmiş olur.
Bunlara dikkat edin!