Probiyotik ürünlerin kullanımı ve kabulü, belgelenmiş sağlık yararları nedeniyle küresel olarak artmaktadır. Probiyotikler, yeterli miktarlarda uygulandığında konakçıya sağlık açısından fayda sağlayan canlı mikroorganizmalardır. Doğurganlık çağındaki kadınlar gastrointestinal semptomlar için probiyotik alan en yaygın gruplardan biridir. Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da hamile kadınlar arasında %1.3 ila 3,6’sı probiyotik kullanmaktadır. Hollanda’da ise hamile bireylerin %13,7’ye kadarı probiyotik kullanmaktadır. Probiyotiklerin erken doğumu önlemeye yardımcı olabileceği tahmin edilmektedir. Ayrıca, rahim içi enfeksiyon erken doğumda sık ve önemli bir faktördür. Probiyotiklerin, patojenleri yer değiştirerek ve öldürerek, anti-inflamatuar sitokinleri güçlendirerek ve vajinal ortamı faydalı bakterilere daha dost hale getirmek için pH’ı düşürerek erken doğuma yol açabilecek süreçlere müdahale edebileceği tahmin edilmektedir.
Gebelik döneminde büyüyen fetüse uyum sağlamak için kişide bağışıklıkla ilgili ve fizyolojik birtakım değişiklikler meydana gelmektedir. Bu değişikliklerden biri de bağırsak ve vajinal mikrobiyom popülasyonlarındaki değişiklikleri içermektedir. Bu değişiklikler annenin metabolik profilini etkileyebilir ve bebeğin metabolik ve immünolojik sağlığına katkıda bulunabilir. Mikrobiyomun bileşimi, diyet ve probiyotikler gibi besinsel biyoaktiflerin alımı dahil olmak üzere birçok faktörden etkilenir. Probiyotikler, bağırsak ve vajinal mikroflorayı düzenleyebilir ve bazı denemelerde, gebelik sonuçlarını etkilemek için bir strateji olarak probiyotik takviyesi kullanılmıştır.
Bakteriyel sinyallerin anneye aktarımı hamilelik ve emzirme döneminde mümkündür. Bu (annenin diyeti ve mikrobiyotasının yanı sıra) yenidoğan mikrobiyal kolonizasyonunu ve mikrobiyota oluşumunu etkileyebilir ve bu da büyüme dahil olmak üzere bebeğin kısa ve uzun vadeli gelişim parametreleri üzerinde bir etkiye sahip olabilir.
Yapılan bir klinik çalışmada, hamileliğin son üç ayı ile emzirmenin ilk iki ayı boyunca Lactobacillus rhamnosus ve Bifidobacterium lactis içeren besin takviyeleri alan annelerde, takviyeler fetüs ve bebekler tarafından iyi tolere edilmiştir ve güvenlidir. Yine anne desteğinin bebek ağırlığı ve 12 aylıkken boy artışları üzerinde yararlı etkileri olduğu gösterilmiştir.
Probiyotikler nadiren sistemik olarak emildikleri için anne sütüne geçmeleri beklenmez. Yapılan bir klinik çalışmasa, probiyotiğin anne ve bebeğe oral takviyesinden sonra 174 kolostrum örneğinde Lactobacillus reuteri seviyelerini incelenmiştir. Çalışma sonucunda kolostrumda L reuteri probiyotik suşu prevalansı düşüktü ve klinik olarak önemli değildi. Buna ek olarak emzirilen bebeklerde yan etkilere ilişkin yayınlanmış bir veri bulunmamaktadır. Dolayısıyla probiyotiklerin hamile ve emziren kadınlar için herhangi bir güvenlik endişesi oluşturmadığı görülmektedir.
Referanslar:
10.10.2022
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.