Zorlu geçen bir kıştan sonra bahar ayları geldi çattı. Ağaçların rengarenk çiçek açtığı, kuşların coşkuyla cıvıldadığı bu dönemde insanların da içi içine sığmıyor. Doğa ile birlikte insanlık da uyanıyor adeta.
Ancak baharı bu kadar coşkuyla karşılayamayanların sayısı da az değil. Bahar mevsimi, bazı insanlar için çekilmez bir hal alabiliyor. Bunun sebebi, mevsim geçişlerine bağlı olarak görülen bahar yorgunluğu.
Bahar aylarının gelmesiyle birlikte havadaki elektrik yüklü iyonlar artar. Pozitif yüklü iyonlar insana enerji verip daha zinde hissetmesini sağlarken; negatif yüklü iyonlar halsizlik hissinin artmasına neden olur. Bazı insanlar bu mevsim geçişine uyum sağlamakta zorlanır. Bu geçişi daha da zorlaştıran etkenler ise vitamin ve mineral eksikliği, beslenme bozukluğu, aşırı alkol ve sigara tüketimi, tansiyon, romatizma ve kalp gibi rahatsızlar olarak karşımıza çıkar.
Bahar yorgunluğunun insanda yarattığı etkilerse halsizlik, uykusuzluk ya da aşırı uyku isteği, iştahsızlık, eklem ağrıları, kas krampları, aşırı sinir, depresyon ve kadınlarda adet düzensizliği olarak görülür.
Tüm bu olumsuz etkiler okulda öğrenme güçlüğü çekmek, iş yerinde odaklanma sorunu yaşamak, yataktan çıkmayı reddetmek ya da bir türlü uyuyamamak gibi yaşam kalitesini düşüren sonuçlar yaratır.
Bahar yorgunluğu; bazı uzmanlar tarafından “uydurma bir hastalık” olarak tanımlansa da, uzun süren yorgunluk hissinin dikkate alınması gerektiğinin altını çizen uzmanlar da var.
Ancak rutininizi güncelleyerek atacağınız 6 adımla bahar yorgunluğunun üstesinden kolaylıkla gelebilirsiniz.
Öncelikle beslenmenize dikkat etmelisiniz. Yalnızca mevsim geçişlerinde değil; bir yaşam stili olarak her an doğru beslenmeyi benimsemelisiniz. Sofranızda sebze ve meyve mutlaka olmalı. Karbonhidrat ve fast-food tüketiminden uzak durmalı; şeker, yağ ve tuz tüketimini dengelemelisiniz. Ayrıca vücudunuzun ihtiyacı olan vitaminlerle birlikte magnezyum, bakır ve çinko gibi mineralleri de mutlaka almalısınız. Sindirim sisteminizin düzenli çalışması için probiyotiklerden de faydalanabilirsiniz.
Gün boyunca tüketeceğiniz 2-3 litre su, sindirim sisteminizin düzenli çalışmasına yardımcı olur ve cildinizin canlılığını korur. Bunun yanı sıra, ara öğünlerde çeşitli meyve çaylarını da deneyebilirsiniz. Ancak yüksek miktarda kafein içerdiği için çay ve kahve içmeyi azaltmanız yararınıza olur. Çünkü aşırı kafein tüketimi anksiyete, taşikardi ve çarpıntıya sebep olur.
Uyku düzeninize dikkat etmelisiniz. Geç saatlere kadar ayakta kalmak sizi fazlasıyla yorar ve bir sonraki günü kalitesiz geçirmenize neden olur. Ayrıca uykusuzluğun yarattığı gerilim fazla sinire ve sabırsız olmaya sebep olacağından etrafınızdaki insanlarla iletişim kurmakta zorlanabilirsiniz. Yatağa girmeden önce ılık bir duş almak daha huzurlu uyumanıza yardımcı olur.
Her gün düzenli olarak egzersiz yapmak metabolizmanızın hızlanmasına ve vücudunuzun yeterli oranda oksijen almasına yardımcı olur. Böylece kendinizi daha dinç hisseder ve her geçen gün daha motive bir şekilde güne başlarsınız. Bunun için bir spor salonuna kayıt olabileceğiniz gibi evde uygulayabileceğiniz basit egzersiz alternatiflerini de deneyebilirsiniz. Ancak hiç birini yapamıyorsanız tempolu yürüyüşlere çıkmak, bisiklete binmek, yüzmek ve dans etmek gibi seçenekleri de değerlendirebilirsiniz. Tüm bunların yanında düzenli olarak yaptıracağınız masaj terapisiyle de kan dolaşımınızı hızlandırarak egzersizlerinizi daha etkili hale getirebilirsiniz.
Stres, vücudun olası tehlikelere ve belirsizliklere karşı verdiği hormonal bir reaksiyon olarak tanımlanır. Hayatta kalmaya yarar ve kısa süreli de olsa vücuda enerji verir. Bu enerji, tehlikelere karşı önlem almayı ve üretkenliği tetikler. Ancak stres seviyesi gereğinden fazla olursa mide rahatsızlığı, baş ağrısı, uyku sorunu, hazımsızlık gibi daha pek çok hastalığa zemin hazırlar. Girilecek sınavlar, yetişecek raporlar, planlanacak organizasyonlar derken yaşanan stresten uzak kalmak çok kolay değil elbette. Ancak enerjinizi düşüren insanları ve aşırı gerginlik yaratan durumları bilirseniz bir koruma kalkanı oluşturmanız daha kolay olur. Bununla birlikte meditasyon yapmak ve pozitif düşünmek yaratacağınız koruma kalkanını daha da güçlendirir.
Herkes küçük bir ödülü hak eder. Siz de şehrin ve günlük hayatın kargaşasından uzaklaşarak kendinize küçük bir tatil armağan edebilirsiniz. Doğada yapacağınız küçük bir gezinti, deniz kenarında temiz hava almak, hafta sonu yapacağınız keyifli bir kamp gibi faaliyetler zihninizi boşaltmanızı ve daha olumlu duygularla ruhen beslenmenizi sağlar. Böylece mevsim geçişlerinde yaşanan yorgunluk hissinin yarattığı olumsuz etkileri de azaltmış olursunuz.
**Sayfanın içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.