Mevsim Geçişlerinde Yaşadığımız Depresyondan Nasıl Kurtuluruz?
Mevsim geçişleri vücudun mevsim değerlerine uyum sağlamaya çalıştığı zamanlardır. Bu zamanlarda vücut fiziksel ve ruhsal birçok biyolojik değişikliğe maruz kalır. Değişikliğe maruz kalanlardan en önemlileri ise hormonlarımızdır. Hormonal dengenin değişmesi ve bunun yanı sıra biyolojik olarak değerlere uyum sağlamanın verdiği stres kişide depresyona ve strese neden olabilir. Bu süreçte kişinin serotonin ve melatonin hormonlarında birçok değişiklik meydana gelir. Bu durum kişide dikkat toplamada güçlük, suçluluk, değersizlik, iştah değişimleri, uyku bozuklukları, yorgunluk, kaygı, mutsuzluk ve umutsuzluk gibi durumlar ile kendini belli edebilir. Peki mevsim geçişlerinde yaşadığımız depresyondan nasıl kurtuluruz? İşte mevsim değişikliğinden kaynaklanan depresyon için yapılabilecekler.
Mevsim geçişlerinde yaşanılan depresyondan nasıl kurtuluruz?
Bu dönemde insan değişikliklere sadece vücudu dolasıyla uyum sağlamamalıdır. Yani bu sürece uyum sağlayabilmek, sadece vücuttan beklenmemelidir. Kişini yapacakları ile sürecin hızlanması oldukça önemlidir. Bu doğrultuda yaşam ve beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi oldukça önemlidir. İşte uygulanabilecek bazı adımlar:
- Mevsim geçişlerinde yaşanan depresyonun ana nedenlerinden bir tanesi güneşsizliktir. Bununla birlikte mevsim değerlerinin düşmesi ile birlikte kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirilmektedir. Bu doğrultuda D vitamininin duygu durumu için, açık havanın ise serotonin salgılanması için oldukça önemli olduğu unutulmamalıdır. Bu yüzden günde minimum 20 – 30 dakika açık havada vakit geçirilmelidir.
- Mevsim geçişlerinde depresyona sebebiyet veren durumlardan bir tanesi de iyi uyumamaktadır. Uyurken teknolojik cihazlara maruz kalınmamalıdır. Yatmadan önce cep telefonu ile sosyal medyada zaman geçirmek, televizyona bakmak melatonin hormonunun dış etkiler bazlı olarak verimsiz ve düzensiz salgılanmasına neden olabilir. Melatonin hormonunun yeteri kadar salgılanmaması ise depresyona sebebiyet verebilir. Bu doğrultuda teknolojik cihazların olmadığı, sessiz, karanlık ve serin bir odada uyumaya özen gösterilmelidir. Ayrıca iyi uykunun bağışıklık sistemini desteklediği; bu doğrultuda ruh durumunu pozitif etkilediği unutulmamalıdır.
- Mevsim geçişlerinde zihnimiz yersiz düşüncelere takılabilir. Bu süreçte kafamızı hobiler ve türevleri ile meşgul etmek oldukça önemlidir. Özellikle mevsim geçişlerinde mutlaka ama mutlaka bir hobi ile ilgilenilmelidir.
- Düzenli olarak spor yapmak, o yapılamıyorsa bile haftada 3 gün 30 dakika yürüyüş yapmak serotonin yani mutluluk hormonunun salınımını destekler. Bu da mevsim geçişlerinde yaşanan depresyon riskini engeller.
- Birçok sağlık sorunu ve mental sorun doğru nefes almamaktan kaynaklanmaktadır. Doğru nefes almak hem bedeni hem de zihni rahatlamaktadır. Doğru nefes alındığından vücuda daha fazla oksijen girer ve kaslar gevşer. Bu doğrultuda kişi sakinleşir ve rahatlar. Ve bu süreci daha kolay bir şekilde geçirir.
- Mevsim değişimi kaynaklı depresyonun bir diğer nedeni kötü beslenmedir. İnsan kötü hissettiğinde serotonin salınımı azalır. Bu salınımın artması için kişi tatlı ve hamur işleri yemek ister. Bu durum kısa süreli çözüm sağlasa da uzun süreli olarak kan akışının yavaşlaması, kilo problemi, mutsuzluk hali ve sürekli zararlı şeyler tüketme isteği ile sonuçlanacaktır. Bunun yerine dengeli, sağlıklı ve yeterli bir şekilde beslenmeye önem verilmelidir.
- Bu dönemde vitamin ve minerallerin iyi emilimi oldukça önemlidir. Bu yüzden sigara, alkol ve aşırı kahve tüketiminin vitamin ve minerallerin emilimini azalttığı ve vücuttan atılımını hızlandırdığı unutulmamalıdır. Bunlar yerine vücudun işleyişini en etkili şekilde destekleyen ‘’su’’ içilmelidir. Günlük içilmesi gereken 2,5- 3 lt. su mutlaka tüketilmelidir.
Not: Mevsim geçişlerinde yaşanan depresyonun üstesinden gelemiyorsanız yakın çevrenizden yardım almaya çalışın. Eğer bu da etki etmiyorsa mutlaka bir uzmandan yardım alın.