Mevsim geçişleri ile birlikte beslenme ve yaşam alışkanlıklarımız, uyku düzenimiz ve daha birçok şey değişir. Örneğin tükettiğimiz hafif besinlerin yerini daha ağır besinler alabilir, daha hareketsiz bir yaşam yaşamaya eğilimli oluruz veya sağlıksız besleniriz. Yani bu geçişlerde vücudumuz var olan mevsim değişikliklerine uyum sağlamakta zorluk çekebilir. Özellikle sindirim sistemi bu geçişlerden kötü yönde etkilenebilir. Mevsim geçişlerinin genel sağlığımızı ve sindirim sistemi sağlığımızı etkilememesi için yapmamız ve yapmamız gereken şeyler bulunmaktadır. İşte sindirim sistemi sağlığımızın bu geçişlerden negatif yönde etkilenmemesi için yapmamız gerekenler:
Mevsim geçişlerinde beslenme alışkanlıklarımızda birçok değişiklik meydana gelebilir. Mevsim geçişlerinde sindirim sistemimize zararlı olabilecek şeyler arasında; aşırı ekşi yiyecekler, kahve, aşırı sıcak ve soğuk yiyecek- içecek tüketimi, sigara, abur cubur, alkollü içecekler, aşırı acı yiyecekler, kızarmış yiyecekler, aşırı çay tüketimi, yıkanmamış yiyecekler bulunmaktadır. Sindirim sistemimizin iyi bir şekilde çalışmaması ise hücrelerin besin açısından yoksun kalması, hücrelerimizin görevini yerine getirememesi, vücudumuzun mikroplarla savaşamaması, iç organların çalışması için gerekli enerjinin üretilememesi olarak sonuçlanabilir.
Bu yüzden özellikle mevsim geçişlerinde düzenli ve dengeli beslenmek, sigara- alkol kullanmamak, besinleri yavaş ve tam bir şekilde çiğneyerek sindirim sistemine destek olmak, ihtiyaçtan fazlasını yememek, yemek yerken konuşmamak, günlük su tüketimine dikkat etmek, yemekten hemen sonra uyumamak, sindirime katkı sağlayacak gıdalar tüketmek, hafif besinler tüketmek ve meyve tüketimine önem vermek oldukça önemli maddeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir diğer bir yandan glüten içeren bazı işlenmiş tahılların, sürekli olarak kırmızı et, yağlı ve kızartılmış yiyecek tüketmenin de sağlığa zararlı olduğu unutulmamalıdır.
Dost bakteriler olarak tanımlanan probiyotikler, sindirim sisteminin düzenlenmesine ve bağışıklık sisteminin desteklenmesine yardımcı olurlar. Probiyotik içeren besinlere örnek olarak ise peynir, yoğurt, kefir, turşu vb. besinler gösterilebilir. Bunun yanı sıra probiyotik içeren gıda takviyeleri de kullanılabilir. Bu konuda önemli olan nokta, dost bakterilerin bağırsağa canlı ulaşmasının sağlanmasıdır. Günümüzde bunu sağlayan kaplama teknolojisine sahip ürünler bulunmaktadır. Aksi durumda besinler ya da gıda takviyesi yoluyla alınan bu dost bakteriler mide asidi ile karşılaşınca canlılıklarını sürdürememe riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Yani ne kadar canlı dost bakteri bağırsağımıza ulaşırsa sindirim ve bağışıklık sistemi o kadar desteklenmiş olur.
Sindirim sistemimizin vücudumuzda hayati görevleri vardır. Bu yüzden mevsim geçişleri de dahil olmak üzere yaşamımız boyunca sindirim sistemi sağlığına zararlı olabilecek şeylerden uzak durmalı ve sindirim sistemi sağlığımız için yatırım yapmalıyız.