Yaklaşık 100 trilyon hücreden oluşan insan vücudu, bağırsaklarda bunun yaklaşık on katı kadar mikroorganizma taşır. Bu bağırsak florasının toplam olarak insan genomunda bulunan genlerin yaklaşık 100 katı kadar gen içerdiği tahmin edilmektedir. Bu bakterilerin gerçekleştirdiği metabolik faaliyetler bir organınkine benzer, bu da bazılarının bağırsak bakterilerini “saklı” bir organa benzetmesine yol açmıştır.
Otuz yıl önce, Dünya Sağlık Örgütü uzmanları doğumla ilgili çeşitli konuları ele almak üzere Brezilya’da bir araya geldiğinde, “dünyanın hiçbir bölgesinde sezaryen oranının %10-15’i aşmasının hiçbir haklı gerekçesi olmadığı” konusunda hemfikirdiler. Hala normal doğumu öne çıkaran sağlık bilgilendirme çalışmaları yapılmaktadır. Şu anda Türkiye son OECD datalarına göre sezaryen doğum oranlarında dünyada 1. sıradadır. Yapılan her 10 doğumun yaklaşık 6’sı sezaryen doğumdur. Her ameliyatta olduğu gibi sezaryen ameliyatı da risksiz değildir. Özellikle yenidoğanın mikrobiyomunun hassasiyeti de hafife alınmamalıdır çünkü doğum yeri, doğum şekli ve doğum sırasında veya doğumdan hemen sonra meydana gelebilecek müdahalelerden, özellikle anne ve bebekte antibiyotik kullanımından etkilenebilir. Sezaryenlerin çoğuna profilaktik anne antibiyotik uygulaması eşlik etmektedir, bu da daha sonra emzirme yoluyla bebek bağırsağının mikrobiyota kompozisyonunu etkileyebilmektedir.
Güncel literatürün çoğu, normal bir fetüsün gastrointestinal yolunun steril olduğunu ileri sürmektedir. Doğum sırasında ve sonrasında hızla anneden ve çevreden gelen bakteriler bebeğin bağırsağına yerleşir. Doğumdaki maruziyetin doğum şekline göre farklılık göstereceği açıktır.
Doğum şekli, bebeklerde erken dönem bağırsak mikrobiyal kompozisyonunun önemli bir belirleyicisidir. Sezaryenle doğan bebekler, vajinal doğumla doğan bebeklere kıyasla annenin vajinal mikrobiyomu ile teması kaçırır, bu da sezaryen doğumunun bebek bağırsak mikrobiyomunun erken oluşumunu ve gelişimini bozduğunu düşündürür. Son zamanlarda, klinik çalışmalar sezaryen doğumun, bağırsakta florada olması gereken yararlı bakteri çeşitliliği sayısının azlığı, bağırsaklardan gelen bağışıklık sistemi hazırlığının muhtemel kaybı dahil olmak üzere sonraki sağlık sonuçlarıyla birlikte erken bağırsak mikrobiyomunun oluşumu üzerindeki etkisini göstermiştir.
Sezaryenle doğan bebeklerde mikrobiyal çeşitliliğin sağlanmasına yönelik çeşitli müdahaleleler devam etmektedir. Çocuk beslenmesinde hekim önerisiyle prebiyotik veya probiyotik desteği alınması, ek gıdalarda beslenme rejimi müdahaleleri ve çocuklukta verilecek besin takviyeleri bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini, bolluğunu ve oranını belirleyen müdahalelerden bazılarıdır.
Referanslar:
25.10.2023
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.