Vücudumuz trilyonlarca mikroorganizmaya ev sahipliği yapar ve bunların pek çoğu da cildimizde bulunur. Bu mikroorganizmalar içinde iyi ve kötü bakteriler de yer alır. Araştırmalar, iyi bakterilerin özellikle cilt için oldukça faydalı olduğunu gösteriyor. Bu iyi bakteriler ciltteki kötü bakterilere karşı doğal bir bariyer görevi görüyor. Ancak bilmekte fayda var ki, pek çok faktör iyi bakterilerin düzeyini azaltabilir ve bunun sonucunda akne, rosacea, egzama, sedef, deri çatlakları ve cilt yaşlanması gibi ciltle ilgili sorunların oluşma riski artabilir.
Faydalı bakterilerin cildin doğal savunmasını desteklemesi için uygulayabileceğiniz çeşitli yöntemler mevcut. Örneğin sağlık için faydaları kanıtlanmış olan probiyotikleri beslenme düzeninize ekleyerek işe hızlı bir şekilde başlayabilirsiniz. Bilimsel çalışmalar probiyotiklerin ciltteki faydalı mikroorganizma topluluğunu güçlendirebileceğini, daha canlı ve parlak bir cilde sahip olunabileceğini gösteriyor. Probiyotiklerin cilt üzerindeki ve bilinmeyen 5 etkisini bu yazıda sizler için derledik.
Cildimizin pH değeri yaşla birlikte yükselir ve bu durum cildin daha kuru bir hal almasına sebep olur. Bazı probiyotik takviyelerle cildin pH’ını dengelemek mümkün olabilir. Bu takviyeler, serbest radikal hasarına karşı sağlıklı bakterileri besleme görevi görür. Probiyotikler sayesinde ciltteki su kaybı azalır, cilt kuruluğu giderilir ve cilt daha uzun süre nemli kalır.
Probiyotik takviyeleri, kolajen oluşumunu destekleyerek cildin yaşlanmasını önler ve cildin esnek yapısını korumaya yardımcı olur. Bunun yanı sıra cildin güneşe fazla maruz kalması da ciltte olumsuz etkiler yaratır. Bu tür durumlar için probiyotikler etkili sonuçlar verir, örneğin cildi güneşin olumsuz etkilerine karşı daha dirençli hale getirir ve bu sayede daha az kırışıklık ve çizgi oluşumunu destekleme noktasında cilde katkı sunar.
Probiyotikler, akne tedavisinde önemli bir rol üstlenebiliyor ve aknelerin oluşumunu azaltabiliyor. Ayrıca aknelerle ilgili antibiyotik tedavisi gören hastalar, tedavilerini probiyotiklerle destekledikleri takdirde süreci çok daha rahat geçirebiliyor. Akne tedavisinde probiyotikleri takviyeler şeklinde alarak kullanmak mümkün. Probiyotikler; yüz kızarıklığına ve küçük sivilcelere neden olan rosaceanın tedavisinde de yardımcı bir rol üstlenebiliyor. Siz de düzenli olarak probiyotik takviyesi alarak cildinizdeki akne, kızarıklık gibi sizi rahatsız eden durumlardan daha hızlı kurtulabilirsiniz. Bu sayede cildinizin sağlığını korumak için önemli bir adım atabilirsiniz.
Kronik iltihaplanma, stres, cildin pH seviyelerindeki ciddi değişiklikler, beslenme düzeni gibi faktörler ve çevresel etkiler vücuttaki iyi ve kötü bakterilerin oranında bir dengesizlik yaratabiliyor. Bu durum, pek çok kaşıntılı cilt rahatsızlığının meydana gelmesine sebep oluyor. Yakın zamana kadar yapılan bazı araştırmalar egzama gibi bazı kaşıntılı rahatsızlıklarda probiyotik takviyelerinin kullanılmasıyla, tedavide gözle görülür sonuçlara ulaşılabildiğini gösteriyor.
Sağlıklı ve parlak bir cildin anahtarlarından birinin probiyotikler olduğunu birçok kişi henüz yeni fark etti. Artık probiyotikleri günlük diyet ve güzellik rutinine dahil ederek daha canlı, temiz ve parlayan bir cilde sahip olmak mümkün olabilir. Belirli gıda türlerinin cildin yağ üretimini artırdığı, bunun sonucunda ciltte tıkanmış gözenekler, iltihaplı akneler ve çatlaklar oluştuğu bilinen bir gerçek. Düzenli probiyotik kullanımıyla iltihabı önleyebilir, cildinizi rahatlatabilir, temiz ve ışıldayan bir cilde sahip olabilirsiniz.
Ciltte kaşıntı, yanma, hassasiyet sıklıkla karşılaşılan cilt sorunları arasında yer alır. Pek çok faktöre bağlı olarak gerçekleşen bu durumlar için probiyotik kullanmak oldukça faydalı sonuçlar getirebilir. Tahriş olmuş ciltteki izlerin görünümünün azaltılmasında da probiyotiklerden destek almak mümkün. Çünkü faydalı bakterilerle dolu olan probiyotikler, çeşitli sebeplerle hasar görmüş hassas ciltlerin iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olur.
Cilt, vücudun ilk immün bariyeri olarak görev almakta ve cilt bütünlüğünün büyük ölçüde bozulması, ciltte neden olmakta hastalıkların başlangıcında olduğu gibi iyileşme mekanizmalarının devreye girmesine neden olmaktadır. Akut yaralanmalarda iyileşmenin desteklenmesi, kronik yaralarda ise enfeksiyon riskinin en aza indirilmesi, tedavide temel amaç olarak karşımıza çıkmaktadır. (1) Yara iyileşmesinde ornitin dekarboksilaz (ODC), VEGF, B-hücre lenfoma 2 (Bcl-2) ve epidermal büyüme faktör reseptörü (EGF reseptör) gibi çeşitli büyüme faktörlerinin ekspresyonunun etkili olduğu belirtilmektedir. Probiyotiklerin bu mekanizmaları etkileyerek yara iyileşmesinde etkili olduğu belirtilmektedir.(2)
İhtiyacınız olan probiyotikleri sadece besinler yoluyla vücuda almak zor olabilir. Böyle durumlarda probiyotik takviyelerle bağışıklık sisteminizi koruyabilir ve cildinizin çok daha sağlıklı görünmesini sağlayabilirsiniz.
Kaynaklar