Havaların ısınması ile birlikte içimiz kıpır kıpır olmaya başladı. Evde de duramaz olunca, haliyle yeni rotalar arayışına girdik. Şöyle kafa dinlemelik; doğanın içinde, günübirlik veya konaklamalı olarak yeni yerler arıyorsanız doğru yerdesiniz! İşte bizim gibi baharın coşkusunu hissedebileceğiniz, İstanbul içinde veya çevresinde şöyle kafa dinlemelik lokasyonlar arayanlar için hazırladığımız yazımız!
Kaplıcaları ve hamamlarıyla ünlü olan Yalova’nın güzel ilçesi Termal, hala korunabilen güzelliklerin olduğu bir yer. Buraya geldiğinizde illa kaplıcalara gitmeniz gerekmiyor. Termal’ın merkezinde eski yapılar yer alıyor ve kent yeşillik bir alana kurulu. Doğada yürümek isteyenler için muhteşem bir parkur da burada yer alıyor. İlkbahar ve yaz aylarında oldukça güzel olan bu yere geldiğinizde ‘’Üç Azize Mezarı’’nı görmeyi unutmayın.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Cumalıkızık Köyü 700 yıllık bir mirasa sahip. Burası Türklerin Bursa tarafında yerleştiği ilk bölgelerden bir tanesi. Fakat çevrede bulunan Bizans yapıları bölgenin geçmişinin çok daha eskilere dayandığını gösteriyor. Buraya gittiğinizde müzeye dönüştürülen eve gitmeyi ve restoranlarda güzel lezzetler tatmayı unutmayın.
Ballıkayalar Tabiat Parkı adeta saklı bir cennet. Gebze’de bulunan bu yer ismini kayalıklarından alıyor. Ulaşımın çok basit olduğu bu yere, İstanbul’dan tam 1 saat içerisinde ulaşmanız mümkün. Çevrede herhangi bir otel bulunmuyor ama en güzel ve en keyifli kamp alanları burada bulunuyor. Günübirlik gezilerinizde burada piknik yapabilir, 1. derece doğal sit alanı olarak kabul edilen bu yerde akarsuyun kenarından kaynağa doğru yürüyebilirsiniz. Fakat akarsuyun aşırı aktığı zamanlarda geçişler epey zorlaşıyor.
Erikli Yaylası’nda muhteşem bir doğa bulunuyor. Buraya ulaştığınızda birbirinden güzel göl ve şelaleler sizleri bekliyor. Bu yaylaya ulaşım biraz zor. Fakat değiyor mu? Kesinlikle! 600 metre yükseklikte bulunan bu yerde oldukça keyifli bir kamp yapabilirsiniz. Ayrıca buraya geldiğinizde Çifte Şelale ve Dipsiz Göl’ü görmeyi, çevredeki restoranları deneyimlemeyi unutmayın. Son olarak; burada telefonların çekmediğini de söyleyelim.
Doğal yürüyüş parkurları, ormanlık alanları ve yaylaları ile oldukça sevilen Maşukiye, Sapanca Gölü kıyısında yer alıyor. Burası kamp yapmak veya günübirlik ziyaretler için uygun. Buraya geldiğinizde Kuzu Yaylası’nı muhakkak gezin. Yaylaya ulaşım oldukça zor ama manzaraya baktığınızda tüm yorgunluk bir anda akıp gidecek. Diğer bir yandan Aygır Deresi’ni görmeyi ve buradaki restoranları ziyaret etmeyi unutmayın.
Baharda İstanbul’un çevresinde gidilebilecek muhteşem bir rota olan Uçmakdere yüksek bir konumda bulunuyor. Motor sürmeyi seven birçok kişinin rotasında burası var. Ayrıca yılın birçok kısmında çevrede paraşüt yapılıyor. Oldukça güzel bir manzaraya sahip olan bu yerde muhteşem yürüyüş parkurları da mevcut. Köy içinden geçerken kafeteryalarda karnınızı doyurmanız da mümkün.
Türkiye’nin az sayıda bulunan subasar ormanlarından bir tanesi olan Acarlar Longozu’nda bitki ve hayvan çeşitliği oldukça zengin. Ayrıca burası dünya üzerinde bulunan en büyük ikinci longoz. Bu özelliğiyle oldukça özel bir yer. Büyük bir alana yayılan ormanda sessiz ve sakin bir yer bulmak oldukça kolay. Bu yüzden hafta sonu rağbet görmesinden korkmanıza gerek yok. Burada yürüyüş ve kamp yapabilir; deniz bisikletiyle ve sandal ile keyifli geziler gerçekleştirebilirsiniz.
Kefken, güzellikleriyle kendisinden sıkça söz ettiren bir yer. En bilinen yerlerinden bir tanesi ise Kefken Adası. Sakar Irmağı’nın ağzında yer alan Kefken, fiziki özelliğiyle Türkiye’de bulunan nadir adalardan bir tanesi. Burada Cenevizliler’in hakimiyetinden kalan surları ve 1879 yılında yapılan deniz fenerini görmek mümkün. Bölge 1. derece sit alanı; bu yüzden de burada kamp yapılamıyor. Fakat kuş geçişlerini, kuşları merak eden ve sevenler için harika bir lokasyon.
Bursa Gölyazı’ya geldiğinizde sizi 730 yıllık bir çınar karşılıyor. Diğer bir yandan ada içerisinde Roma dönemi yapılarını en sağlam halleriyle görmeniz mümkün. Çünkü burası Roma İmparatorluğu döneminde önemli bölgelerden birisiymiş. Ulubat Gölü kıyısında kurulan bu yere geldiğinizde Aziz Panteleimon Kilisesi’ni görmeyi unutmayın. Ayrıca kuşları izlemeyi sevenler için burada leyleklerin göç yolları bulunuyor.