Osteoporoz yani kemik erimesi sinsi ve sessiz bir hastalık olarak bilinmektedir. Yaşam kalitesini önemli derecede düşüren bu hastalık, kemiklerde bulunan protein örgüsünün azalması ile kemiklerin hassaslaşmasına neden olmaktadır. Osteoporoz ile kemikler daha zayıf ve kırılabilir bir hal almaktadır. Osteoporoz son zamanlarda nüfusun artması ve yaşam süresinin uzaması ile yaygın görülen bir hastalık haline gelmiştir. Dolayısıyla osteoporoz ile mücadele etmek oldukça önemlidir. Sessiz ve sinsi bir hastalık olarak bilinen bu hastalık için mutlaka gerekli önlemler alınmalıdır. Peki osteoporoz ile nasıl mücadele edilir? İşte cevapları…
Osteoporozun önündeki en büyük engel yeterli oranda kalsiyuma sahip olunmasıdır. Kemiklerin %20 oranında kalsiyumdan oluştuğunu düşündüğümüz zaman ise kalsiyum açısından zengin beslenmenin önemi daha da anlaşılmaktadır. Kalsiyum içeren besinler arasında yeşillikler, yağsız peynirler, lahana, düşük yağlı süt ve yoğurt, soya ürünleri, bamya, brokoli, yeşil fasulye ve badem gibi besinler bulunmaktadır.
Spor yapmak kasları güçlendirir, vücut enerjisini arttırır, mental sağlığa iyi gelir, kalp hastalıklarını önler, kaliteli bir yaşam sunar ve en önemlisi de kemikleri güçlendirdiği gibi kemik yoğunluğunun artmasını sağlar.
Uzun çalışma saatlerinin kurtarıcısı olan kafein ve sürekli olarak bilinçsizce tükettiğimiz şeker kemiklerimiz için ciddi anlamda birer tehdittir. Vitamin ve minerallerin vücudumuz için önemi tartışılmaz. Fakat şeker ve kafein kullanımı kalsiyum gibi önemli vitamin ve minerallerin vücuttan atılmasına neden olur. Ve vücut tarafından iyi emilmemelerine yol açar. Bu yüzden kafein ve şeker tüketimi mutlaka sınırlandırılmalıdır.
Osteoporozu önlemek için kilonuzun çok fazla veya çok az olmamasına özen gösterin. Çok kilolu olmak veya çok zayıf olmak kemikleri güçsüzleştirerek osteoporoza yakalanma riskini yükseltebilir.
Protein bazlı beslenmek kaslarımızın inşası ve onarımı için oldukça önemlidir. Fakat aşırı proteinin kan dolaşımındaki asit oranını artırması ve bunun doğrultusunda bu oranın dengelenmesi için kemiklerdeki kalsiyumun kullanılması, osteoporoz riskini ortaya çıkartabilir. Bu yüzden tüketilen protein oranına dikkat edilmelidir.
Osteoporoz nedenleri arasında bulunan yanlış duruş oldukça önemli bir madde olarak öne çıkmaktadır. Bu yüzden hem ayaktayken hem de otururken doğru pozisyonda durulması oldukça önemlidir.
Birçoğumuz belki ilkokul yıllarından beri D vitaminin kemiklerimiz için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. O bilgi yıllar geçse de değişmiyor. D vitamini vücuda alınan kalsiyumun emilimini destekliyor. D vitamini içeren besinler arasında ise süt, ayran, kefir, peynir, yoğurt, somon, uskumru, mantar, maydanoz gibi besinler bulunuyor. Elbette çeşitli kaynaklar vasıtasıyla vücudumuza giren D vitamini prepatlarının aktivite olması için gün ışığının gerekli olduğunu da hatırlatalım.
Araştırmalar sigara ve alkol kullanan kişilerin daha yoğun bir şekilde osteoporoz yani kemik erimesi riski altında olduğunu gösteriyor. Bu tarz alışkanlıklar vücudun hormon dengesini bozarak kemik sağlığına ve kemik yoğunluğuna zarar verebiliyor.
Kafein ve şeker gibi tüketimi dışında dikkat edilmesi gereken bir başka besin de tuz olarak karşımıza çıkıyor. Aşırı tuz tüketimi vücutta kalsiyum kaybına yol açabiliyor.