Tatil sezonu kapanmak üzere. Birçok kişi şimdiden evlerine döndü veya dönüş yolunda! Peki güzel, sakin ve eğlenceli geçen zamanlardan sonra kaçımız stresli, yorucu ve iş dolu günlere hazır? Sadece işkolikler desek yeridir… Peki geri kalanlar ne yapmalı? İşte uzun yaz tatilinin ardından kendinizi mutsuz hissetmemek ve iş temposuna alışmak için yapabilecekleriniz!
Tatilden sonra ”tatil sonrası depresyonu” yaşayanların yaptığı en önemli hatalardan biri tatil ve iş arasında hiç boşluk bırakmamaktadır. İnsanın ruhsal ve fiziksel değişikliklere aşırı hızlı bir şekilde uyum sağlayamayacağı unutulmamalıdır. Tatil ve iş arasında yeteri kadar vakit bırakmamak vücutta şok etkisi yaratır. Bu durum ise mutsuzluk, depresyon ve yorgunluk olarak kendini gösterebilir. Bunun yerine işten minimum bir gün önce evde olunmalıdır. Ruhun ve bedenin ortama ve atmosfere alışması sağlanmalıdır. Çeşitli olumlamalar ile yeni döneme hazırlanılmalıdır.
Hali hazırda egzersiz yapıyor ve tatilden dolayı ara vermiş veya hiç egzersiz yapmıyor olabilirsiniz… Durum ne olursa tatil sonrasında mutlaka ama mutlaka spor yapın, yapmaya devam edin. Çünkü spor yapmanın ‘’tatil sonrası depresyon’’a birçok faydası bulunur. Her şeyden önce ani değişiklik ile vücudumuz stres yaşayabilir. Uzun süreli stres ise bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Bu durum egzersiz yaparak engellenebilir. Diğer bir yandan egzersiz yaptığımız zaman serotonin yanı mutluluk hormonu salgılanacaktır. Bu hormon da süreci daha kolay bir şekilde atlatmayı sağlar.
Tatil süresince hayatınızın ve dünyanın bambaşka bir yüzünü görmüş, olaylara daha objektif yaklaşmış olabilirsiniz. Bu pozitif enerji ile birlikte işe döndüğünüzde köklü değişiklikler yapmak isteyebilirsiniz. Fakat köklü değişiklikler büyük enerjileri beraberinde götürür. Bu da kendi içinizdeki uyum sürecini olumsuz yönde etkileyebilir. Köklü değişiklikler yerine bebek adımları atmak hem doğru kararlar vermek hem de ‘’tatil sonrası depresyonu’’ yaşamamak için oldukça önemlidir.
Birçok kişi ‘’Çok para harcadım, kesinlikle daha fazla harcamamalıyım’’ ve ‘’Bu kadar sosyallik yeter iş yapmam lazım’’ gibi düşünceler ile tatil sonrasında kendini eve kapatır. Tatili ruhsal ve fiziksel dengemiz için bir yatırım olarak düşündüğümüzde, bu geçiş dönemindeki düşünceler yatırımın adeta yerle bir olması demektir. Bu düşünceler geçirilen güzel, dingin ve keyifli zamanların bir anda yok olmasıdır. Tasarruf yapmak, ilişkileri dengelemek tabii ki önemlidir. Fakat her şey siyah- beyaz olmamalıdır. Kararınca sosyal ilişkiler sürdürülmelidir. Sosyal ilişkilerin sürdürülmesi uyum sürecinde büyük öneme sahiptir.
Umut etmek, hayal kurmak, hayali gerçekleştirmek için adım atmak en güzel motivasyondur. Bu yüzden yeni hedefler belirlemek oldukça önemlidir. ‘’Tatil sonrası depresyonu’’nu aşmak için aklı meşgul etmek mükemmel bir yoldur. Bu yüzden tatil sonrasında kişisel veya iş ile alakalı yeni hedefler belirlenmelidir. Bu, bazen öğrenilmesi gereken yeni bir beceri veya hobidir, bazense terfi almaktır.