10 Kasım: Cumhuriyetimizin Işığını Sonsuza Taşıyan Gün
Takvim yaprakları 10 Kasım 1938’i gösteriyordu. Ülke genelinde hüzünlü, matem dolu bir hava hâkimdi. Zekâsıyla, vizyonuyla, cesaretiyle bir millete umut ışığı olan Mustafa Kemal Atatürk, bedenen aramızdan ayrılmıştı. Türk milleti olarak her yıl büyük bir özlemle ve saygıyla Ulu Önder’imizi anıyoruz. O; fikirleriyle, bize miras bıraktığı bu güzel Cumhuriyet’le hâlâ içimizde yaşamaya devam ediyor.
Atatürk’ün Modern ve Eğitimli Yeni Türkiye Vizyonu
1881 yılında Selanik’te doğan Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarında kazandığı başarılarla ismini duyurdu. O, yalnızca bir asker, komutan ya da devlet adamı değildi. O, herkesin yok oldu gözüyle baktığı bir milleti âdeta bir Anka Kuşu misali yeniden hayata döndüren askerî bir dehâ, ileri görüşlü bir liderdi. Çocukluğundan başlayan bir inatçılığa sahipti. Bu inatçı yapısı, onun gelecekte tüm dünyaya meydan okumasını sağladı. Savaşın neticesi belli değilken yeni Türkiye devletinin kuruluşuyla ilgili planlar yapar, Türk milletini çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmayı hayal ederdi. Atatürk, “Bağımsızlık benim karakterimdir!” diyordu. Türk milletinin hür bir şekilde yaşayacağı cumhuriyet için güçlü, sağlam adımlar attı. Atatürk, yeni bir devlet inşa ederken iki anlayışla yola çıktı: akıl ve bilim. Toplumsal değişim ve yükseliş için bu iki anlayışa sahip olmak gerektiğinin farkındaydı. Kısa sürede yapılan sayısız devrim meyvesini vermeye başladı. Altı temel ilkenin ışığında modern Türkiye doğdu. Mustafa Kemal Atatürk’ün çağının ötesindeki vizyonu bugün bize yol göstermeye devam ediyor.
Cumhuriyet Işığında Yükselen Türk Toplumu
Cumhuriyet‘in ilanıyla birlikte ülkede köklü değişimler yaşandı. Bir toplumu kalkındırmanın eğitimle mümkün olduğunu bilen Atatürk, bu alana büyük önem verdi. Okulların sayısı arttı, eğitim seviyesinin artması için yoğun çalışmalar başladı. Harf Devrimi’yle yeni bir alfabeye geçilmesi okuryazarlık oranına olumlu etkide bulundu. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu gibi kurumlar açılarak dil ve tarih alanında yapılan araştırmalara hız verildi. Atatürk, “Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” diyerek kadına verdiği önemi gösterdi. Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması için pek çok değişime imza attı. Öyle ki kadının seçme seçilme hakkının olmadığı bir dünya düzeninde Türk kadınına bu hakkı veren ilk liderlerden oldu. Ekonomik, toplumsal, siyasi ve kültürel alanlarda atılan cesur adımlarla kalkınmış bir devletin temelleri atıldı. Cumhuriyet, yıllarını savaş meydanlarında harcamış, umudunu kaybetmiş Türk milletine aydınlık bir gelecek verdi.
Ulu Önder’e Duyulan Sonsuz Minnet
Mustafa Kemal Atatürk, bağımsızlık inancını ve Türk milletine duyduğu güveni hiçbir zaman kaybetmedi. Tüm dünyaya Türk milletinin gücünü haykırdı. Onun ışığında ilerlemek ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan değerleri gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin temel görevi. Aramızdan ayrılışının 87. yılında Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha özlemle ve minnetle anıyor, onun “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” sözünü rehber almaya devam ediyoruz.
